DENEY
ADI Alev Fotometrisi İle Na+
Tayini
1-) AMAÇ Alev Fotometresinin
Temel İlkelerinin İncelenmesi ve Standart Katma Yöntemi İle Verilen Bir
Örnekteki Na+ Derişiminin
Bulunması
2-) TEORİK
BİLGİ
2.1.)
ALEV FOTOMETRİSİ
Biyolojik sıvılarda en çok sodyum,
potasyum, lityum konsantrasyonlarının ölçümlerinde kullanılan bir yöntemdir.
Flame Atomic Emission Spectroscopy FAES
veya Flame Emission Spectroscopy FES
diye adlandırılır.
Temel ilkesi bazı
metallerin atomları sıcak alev yoluyla verilen ısı enerjisini absoblayarak
uyarılırlar ve vu enerjiyi belirli dalga boylarında yaptıkları ışıma ile geri
verirler ve temel hale dönerler. AAS’nin tersi bir yöntemdir. Alev
fotometrisinde iyonların reaksiyonu şöyledir.
Alkali metalleri
bir alev ile uyarılmaya uygundur. Lityum kırmızı bir emisyon yayar. Dalga boyu
671 nm’ye karşılık gelir. Sodyum sarı bir emisyon yayar. Dalga boyu 589 nm’ye
karşılık gelir. Bu renkler ve dalga boyu her atom için karakteristiktir. Bundan
iki yönde faydalanılabilir.
1-
Emisyon frekansını ölçerek atomun türünü belirleyebiliriz.
2-
Emisyon şiddetini ölçerek o atomun incelenen materyaldeki
konsantrasyonunu belirleyebiliriz. Alevdeki atomların %1-5 kadarı uyarılır. Bu
miktar kantitasyon için yeterlidir. I = k [A+]
Teknik açıdan
numunenin aleve verilmesi, (numune uygulanması) uygun alevin oluşturulması ve
emisyonun ölçülmesi gibi basamaklar önemlidir.
Numune
Uygulanması
Alev fotometrisi,
atomun herhangi bir numunedeki konsantrasyonunu ölçmede kullanıldığından,
numuneyi aleve veren sistemin , her zaman için sabit bir oranda vermesi gerekmektedir.
Aksi takdirde salınan ışık ile atom konsantrasyonu arasında direkt bir ilişki
kurulamaz. Normal alev fotometrisinde bu numune çözeltisini aleve pıskırtmak
yoluyla gerçekleştirilir. Çözücü alevin içinde anında buharlaşır. Atomlar da
ince dağılımlı bir gaz olarak kalırlar.
İki tür enjektör
kullanılmaktadır. Her ikisinde de numuneyi içeren kapiler bir borunun ucundan
komprese edilmiş hava verilir. Hava kapiler borudan küçük sıvı damlacıklarını
emer “aerosol” oluşturur.
1.
Cloud Chamber(Toz
Bulutu) sisteminde, spray, bir expansiyon(genişleme) odacığına verilir.
Böylelikle kan numune basıncı ve akış hızı azalmıştır. Büyük damlacıklar
aerosolden ayrılarak çöker ve de yavaş akan çok ince bir spray ateşleme
sistemine aktarılır.
2.
Direkt enjeksiyon
sisteminde spray hemen hemen direkt olarak alevepıskırtılır.
Birinci sistemin
diğerine göre avantajları; Çok ince ve yavaş akan spray alevin stabilitesini
bozmaz. Ayrıca operasyon sırasında sistem akustik yönden sessizdir.
Dezavantajları; Aleve numunenin çok az bir miktarı uygulanmış olur.(%10).
Ayrıca enjeksiyon ile aleve numunenin erişmesi arasında geçen zaman diğer
sisteme göre daha fazla olduğundan numunenin uygulanışları arasında daha uzun
zaman gerekmektedir.
Uygun
Alevin Oluşturulması
Alev fotometrisinde
alev son derece stabil olmalıdır. Zaman içinde alevin ısısı ya da yapısı
değişecek olursa numunenin vereceği emisyonda değişecektir. Alev hızlı iniş
çıkışlar göstermemelidir. Alevin ısısı incelenecek atomları uyarabilecek kadar
yüksek olmalıdır. Ne kadar yüksek olursa uyarılan atomların total atom sayısına
oranı o kadar yüksek olacaktır. Ancak çok sıcak olursa uyarılma derecesi çok
fazla olur ve elektronlar tümüyle atomdan koparılıp iyonizasyonla
sonuçlanabilir.
Alev oluşturmada
genel olarak propan, bütan, asetilen ve hidrojen yakıtları kullanılır. Hidrojen
yakıt olarak kullanıldığında oksidan oksijen diğerlerinde havadır. Propan 1925°C için, Bütan 1840°C Na, Li ve K için,
Asetilen 2250°C
orta sıcaklıkta Ca ve emisyon analizlerinin çoğu için, Hidrojen 2700°C yüksek sıcaklık
içindir.
Alevden
Emisyonun Ölçülmesi
Alev reaksiyona
giren gazların kompleks bir karışımıdır. Bu gazlar sıcak olduğundan numune
olmadan da belli bir ışıma yaparlar. Buna “background” denir. Numune tarafından
yayılan radyasyon bu background ile çakışabilir. Aleve ait background’u ve
incelediğimiz atom dışındaki atomlarca yayılan emisyonların elimine edilmesi
gerekmektedir. Cihazın monokromotörü ne kadar dar ise eliminasyon işlemi o
kadar verimli olur. İyonik olmayan materyaller yakıldığında değişik dalga
boylarında emisyon saptanır. Bu sürekli emisyondur ve bir elemente bağlı tek
dalga boyunda çizgisel emisyondur. Bu nedenle dış ortama bağlı sürekli emisyonu
ortadan kaldırıp elementin kendine ait çizgisel emisyon maksimumunu geçiren
monokromotör idealdir.
Analiz
Yöntemi
1-Direkt
Okuma Yöntemi
Bazı eski
modellerde sodyum ve potasyum standart çözeltileri atomize edildikten sonra
direkt olarak aleve verilirler. Daha sonra aynı şekilde numune çözeltileri
seyreltilmiş olarak uygulanır. Bu yöntemin bazı sakıncaları vardır. Hava ve gaz
basıncındaki hafif oynamalar cihazın okumasında dengesizlik yapabilir. Aynı
seyreltmeler için ayrı okumalar gerekebilir. Ayrıca potasyuma ait sinyal
numunesi sodyum içeriğine bağlı olarak şiddetlenebilir. Bu olay karşılıklı
uyarılma şöyle gerçekleşebilir. Uyarılan bir sodyum atomu enerjisini potasyum
atomuna transfer edebilir. Buna bağlı olarak daha çok potasyum atomu uyarılır
ve ışık emisyonu artar. İdeal olarak standartlardaki sodyum ve potasyum
konsantrasyonları bilinmeyen numunedekine yakın olmalıdır.
2-İndirekt
Okuma Yöntemi (Internal Standart)
Bu yöntemde tüm
standart, kör ve numunelere eşit konsantrasyonlarda lityum ve sezyum eklenir.
Lityum yüksek emisyon şiddeti gösterir, normalde biyolojik sıvılarda mevcut değildir
ve farklı dalga boyunda emisyon yapar. Alev Fotometresi incelenen elementin
emisyonu ile referans lityum elementinin emisyonunu kıyaslamaktadır. Bu şekilde
emisyon oranlarının ölçülmesi atomizasyon hızlarını, alev stabilitesini ve
çözelti viskozitesine bağlı farklılıkları kompanse eder. Bu şartlarda lityum
standart değil referans elementi olarak fonksiyon görmektedir. Lityum seyreltme
çözeltisinde potasyum ve sodyumun değişik konsantrasyonlarda standart
çözeltileri hazırlanarak kalibrasyon eğrileri çizilir ve yanıtın linearitesi
kontrol edilir. Lityumun bir başka fonksiyonu karşılıklı uyarılma olayının
etkilerini minumuma indirerek bir tür radyasyon tamponu görevini yapar. Sodyum
ve potasyuma göre lityum konsatrasyonu yüksek ayarlanmaktadır ve böylece sodyum
atomlarının konsantrasyonu potasyum atomlarını etkilememekte, sodyuma ait
radyasyonu absorblamaktadır.
Standart
Katma Yöntemi ve Alev Fotometrisinde Uygulanması
Standart katma
yönteminde analiz edilecek türün farklı derişimlerde standart çözeltileri
hazırlanır. Analiz edilecek örnekten eşit hacimler alınarak örnek ve standart
çözeltilere ilave edilir.Daha sonra derişimleri farklı standart çözeltilerin ve
örneğin ölçümü yapılır. Bu sinyal absorbans veya emisyon olabilir.
Standart katma
yönteminde örnek çözeltisi, sadece örneğe ait ölçüm sonucunu verir.
Standartlara ait alınan ölçüm ise hem incelenen örneğe hem de ilave edilen
standarta ait ölçüm sonucunu vermektedir. Ölçümler ile derişimler arasında
kalibrasyon grafiği çizildiğinde standart derişiminin “0” olduğu ölçüm değeri örneğe
ait ölçüm değeridir. Bu değer kalibrasyon grafiğinin denkleminde eğim değeri ve
eğrinin y eksenini kestiği nokta kullanılarak hesaplanabilir.
Standart katma
yönteminde, standart çözeltilerin derişimleri ile ölçümler arası kalibrasyon
grafiği çizilerek hesaplama yapılabileceği gibi, standart çözeltilere standardı
bilinen stok çözeltiden ilave edilen hacim ile ölçümler arası kalibrasyon
grafiği çizilerek de hesaplama yapılabilir. Ancak çıkan sonuç direkt olarak
derişimi vermez. Bu sonuç hacimdir ve stoktan standart çözeltiler ilave edilen
hacimlere benzer. Aralarında oranlama yapılarak veya formülle derişime
dönüştürülür.
Standart katma
yönteminde sinyal alındıktan sonra güvenilir ve doğru sonuç için hesaplamalar
önemlidir. Sonuca belirsizlik değerinin
ilave edilmesi gerekir.
Analizlerde Doğruluk ve Standart Katma
Yönteminin Önemi
Kimyasal
analizlerde alınan her sinyalde belli bir gürültü olur. Bir ölçümün minumum
tayin edilebilir miktarı vardır. Okunabilecek en küçük miktar kör sinyallerin
standart
sapmasının 3 katı
olmak zorundadır.
Limit of Dedection
LOD veya belirtme alt sınırı olarak tanımlanan (b.a.s) değeri cihazın
duyarlılığını gösterir.
Kör çözelti
incelenen A türü hariç hepsini içeren çözeltidir. Yapılan ölçümlere örnekte
bulunan tüm maddeler arttırıcı veya azaltıcı etki yapacağı için kör ile
çalışılarak bu etkiler elimine edilir.
Standart katma
yönteminin en önemli özelliği işte
bu özelliktir. Çözelti ve standartların aynı ortamı içeriyor olmasıdır. Bu
nedenle analizlerin doğruluğu yüksektir.
Ayrıca Standart
katma yöntemi ile girişim sonucu
oluşabilecek yanılgılar minumuma indirilmiş olur.
Girişimler
Fiziksel,
kimyasal ve spektral olmak üzere üç kısımda incelenir. Analizde yanlışlığa
neden olan faktörlerin tamamı girişim olarak tanımlanır. İncelenen elementin
emisyon çizgisi herhangi bir ışınımdan
etkilenirse spektral girişim
sözkonusudur.
Alev ölçüm
koşullarını değiştiren tüm etmenler ile çözeltinin fiziksel koşullarını değiştiren
tüm etmenler fiziksel girişim olarak
tanımlanır. Fiziksel girişimlerde tuzlardan kaynaklanan matriks girişim
önemlidir. Alevde örnek çözeltisinin çözgeni uçurulurken örnek damlacıklarından
katılaşmış cisimciklerin oluşması ve bu katılaşmış cisimciklerin belli bir ışık
yayımı yapmasıdır.
Kimyasal
girişim sistemin serbest durumdaki nötral atom konsantrsayonunu değiştiren tüm
reaksiyonlardır. Kimyasal girişim olarak iyonizasyon girişimi de görülür. Bu
“spektrokimyasal tampon” kullanılarak giderilebilir. Alev temperatürü
düşürülerek de iyonziasyon girişimi engellenebilir.
Standart katma
yönteminde standart ve örnek ortamları aynı olacağı için yukarıda sayılan
girişimler önemli ölçüde engellenmiş olur.
2.2.) ALEV FOTOMETRESİNİN TEMEL BİLEŞENLERİ
- YAKICI (ALEV)
Öncelikle
yakıcıya gelen çözeltinin çözücüsü buharlaştırılır. Daha sonra örnekteki
metaller atomlaştırılır ve uyarılarak ışın yayması sağlanır. Alevin oluşması
için kullanılan yanıcı ve yakıcı gazlar genellikle propan-hava, asetilen-hava
veya N2O-asetilendir. Alev sıcaklığının artması ile uyarılmış
düzeydeki atom sayısı buna bağlı olarak da yayılan ışımanın şiddeti artar.
Fakat çok yüksek sıcaklıklardaki alev, analizi yapılacak elementin
iyonlaşmasına neden olabilir. Buda hataya neden olur.
- AYNALAR
Sistemde
yayılan ışınlar uzayda bütün doğrulara yayılırlar. Yayılan bu ışıkları alıcıda
toplamak için aynalar kullanılır. Yakıcı sistemin arkasına bir ayna
yerleştirilerek ışınlar yansıtılır. Alevden çıkan ışınlar ve yansıtılan ışınlar
ışık yoluna gönderilir.
- YARIKLAR
Bu
yarıklar monokromatörden önce ve sonra kullanılır. Giriş yarığı ışımayı
çevredeki bütün diğer ışınlardan ayırır. Yalnızca alevden yayılan ve aynadan
yansıyan ışınların optik sisteme girmesine izin verir. Çıkışa yerleştirilen
yarıktan ise sadece belli bir dalga boyu aralığındaki ışınların alıcıya
geçmesine izin verilir.
- Monokromatörler
UV ve
görünür bölgedeki ışınları ayırmak amacı ile kullanılır. En yaygın olarak
prizmalar kullanılır. Sadece belli başlı elementlerin (Na, K, Ca, Li) analizinde
kullanılan daha basit bir sistem olan alev
fotometresinde ( cihaz sadece emisyon şiddetini ölçer)
monokromatör yerine filtreler kullanılır. Bu filtrelerden sadece dedektöre
ulaşması istenen ışık geçer.
- DEDEKTÖRLER
Dedektörler
üzerine düşen ışığın şiddetini ölçer. En yaygın olarak kullanılan dedektör foto
çoğaltıcı tüplerdir.Bunlar üzerine düşen ışınları elektrik sinyaline
dönüştürürler.
3.) KULLANILAN MALZEMELER
- Beher
- Balon joje
- NaCl tuzu
- Pipet
- Pınar madran doğal kaynak suyu
4.) DENEYİN YAPILIŞI
Çözeltiler hazırladıktan sonra alev
fotometresinde saf su yardımıyla sıfır ayarı yapıldı. Sonra hazırladığımız
çözeltileri alev fotometrisinden geçirerek cihazdaki değerler okundu ve not
edildi.
5.) SONUÇLAR
6.) GRAFİK
7.) HESAPLAMALAR
- Grafiğin
denklemi : y = 10,12x + 1,6
- Çeşme suyunun
şiddeti : 28
- Ticari suyun
şiddeti: 77
Çeşme suyu için:
y = 10,12x + 1,6
28 = 10,12x + 1,6
x = 2,61 ppm………………çeşme suyundaki Na+ iyon
konsantrasyon değeri
Ticari suyun için:
y = 10,12x + 1,6
77 = 10,12x + 1,6
x = 7,45 ppm………………ticari sudaki Na+ iyon
konsantrasyon değeri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder